29 Nisan 2014 Salı

Martin Van Bruinessen: Uluslararası sistem, neoliberalizm, transformasyon, siyasi dinamikler ve direniş Kürtleri uluslararası sistemde görnür kıldı



 Bruinessen göre Kürt Sorunun uluslar arası alanda görünür kılınmasında 1990’ların uluslar arası politikası, neoliberalizm transformasyon ve Kürdistan’ın dört parçasında gelişen siyasi dinamiklerin etkili olduğunu belirtti. 

Kürt sorununa dair pek çok kitap kaleme alan Utrecht Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Martin Van Bruinessen, Kürt Sorunun uluslar arası alanda görünür kılınmasında 1990’ların uluslar arası politikası, neoliberalizm transformasyon ve Kürdistan’ın dört parçasında gelişen siyasi dinamiklerin etkili olduğunu belirtti. Bilgi Üniversitesi Kürdoloji Çalışma Birimi, Bilgi Üniversitesi Kültür ve Düşünce Topluluğu ve Toplum ve Kuram Dergisi, "1990'larda Kürtler ve Kürdistan" başlıklı konferansta konuşan Bruinessen İran-Irak savaşı, Irak’ın Kuveyt’te saldırması, Soğuk Savaşın sonunda başlayan kimlik mücadeleri Kürt Sorununa uluslar arası bir boyut kazandırdığını belirtti.

 Kürdistan İslami Hareketler

Rusların 1980’lerde Afganistan’ı işgal ettiğini ve  Amerika’nın desteği ile bir cihat başlatıldığını belirten Bruinessen 1980’lerde Afganistan’daki mücahitler Amerika ve Batı tarafından çok olumlu bulunduğunu söyledi. Bruinessen; “ 1980’lerde sadece Afganistan’da değil diğer ülkelerden de gönüllü olarak katılanlar oluyor. Güney Kürdistan’dan, Irak Kürdistan’ından ve Türkiye Kürdistan’ından da gelenler ve katılanlar vardı.  Diasporadan gidenlerde vardı. 1980’lerden sonra bu insanlar Kürdistan’a dönüyor. Güney Kürdistan’da yeni İslami hareketlerin başladığı görülüyor.
Kürdistan İslami hareketleri oluyor” dedi. Türkiye’den ise Hizbullah’tan katılanların var olduğunu söyledi. 1993’te Samuel Huntington Soğuk Savaş’tan sonra dünyanda yeni savaşların olacağını ve bu savaşların medeniyetler arasında olacağını yazdı. İslam ve Çin medeniyeti Amerika ve Batı için yeni bir tehditti Samuel Huntington göre. 1990’larda Amerika için iki önemli İslam vardı. Bunlardan biri İran’ın olduğu kötü İslam ve Suudi Arabistan’ın olduğu iyi İslam. Bruinessen göre Batı için Güney Kürdistan ilginç bir yer oluyordu. Amerika ve Batı Saddam Hüseyin ve İran’ı düşman olarak gördüğü için ve  ikisini de gözetim altında veya kontrol altına tutmak için Kürdistan önemli bir yer oluyordu Amerika için. Güney Kürdistan’daki siyasi partiler Amerika ile siyasi bağlarını bu noktada geliştirdiğini söyledi.

'Halepçe katliamı bütün Kürtleri birleştiren bir hafıza yarattı'
Irak Savaşı'nın bitimin Kürtler için önemli bir dönüm noktası olduğunu belirten Bruinessen, "Irak Halepçe kimyasal zehirle saldırıyor. Halepçe'nin fotoğrafları bütün dünya tarafından görülüyor ve Halepçe, sadece Irak Kürtleri için değil Türkiye'deki, Suriye'deki İran'daki Kürtler için öneli bir sembol oluyor. Çağdaş Yahudi kimliği için Holokost ne ifade ediyorsa, Kürtler için de Halepçe ve Halepçe sonrasındaki saldırılar, Kürtleri birleştiren bir hafıza yaratıyor" diye konuştu.

Kürdistan ve Neoliberalizm
Neoliberalizmin iki yüzü olduğunu vurgulayan Bruinessen, Kürdistan için önemli birçok imkanlar verdiğini söyledi. Özel televizyonlar bambaşka bir kamu alanı yarattığını belirten Bruinessen CNN’in 1991 Güney Kürdistan’daki serhildanı (başkaldırı/Direniş) bütün dünyaya gösterdiğini söyledi. Irak Kürdistan’ından Türkiye ve İran’a yapılan göçler ekranlara getirerek dünya gündemine getirdiğini belirtti. Bruinessen “ Bu olaylar sonucu Amerika’da bir kamuoyu oluşuyor ve hükümete baskı yapılıyor müdahale etmek için. Eğer televizyon imajları olmasaydı toplumda bir kamuoyu ve baskı oluşmazdı. Belki bu müdahale olmazdı. Yarı bağımsız olan Kürdistan’ı bir anlamda CNN mümkün kıldı.” diyor.  

'MED TV Kürtleri uzayda bağımsız yaptı'
Medyanın önemine değinen Bruinessen, "Türkiye'de özel kanallar Kürt meselesini daha iyi tartışıyorlar. Çok önemli bir gelişme, Kürtlerin 1995'de kendi uydu kanalı Med TV yayına başlıyor, tabi ki diasporada çalışıyor. Bu televizyon kanalı için Emir Hasan çok güzel bir isim koydu; 'Yerde, toprakta Kürtlerin egemenliği yok ama uzayda bağımsızlık oldu' dedi. 1991'de Türkiye'de, Kürtçe yasağı kısmen kaldırılıyor. Kürtler değil tüm gruplar da kendisini keşfetmeye başladı. Rumca, Lazca, Ermenice Süryanice, Arapça dönemi başladı. Türkiye'de artık monolotik bir kimlik kimliğinden daha çok çok-kültürlü bir yapı görmeye başlıyoruz. Monolotik Türk kimliği ortadan kaldırılıyor" dedi.

Kürdistan ve Diaspora
1990’lı yıllarda diasporada  Kürtler daha iyi örgütlendiğini belirten Bruinessen, PKK daha çok  Almanya, Fransa, Hollanda, İsveç’te örgütlendi. Bu ülkelerde çalışan bir çok işçi vardı. 1980’li yıllarda daha çok mülteci olduğunu söyleyen Bruinessen 1980’lere oranla 1990’larda daha güçlü bir örgütlenme görüldüğünü söyledi. Bruinessen, “ Kültürel faaliyetlerin arttığını da görüyoruz.  İsveç hükümeti tarafından Kürt yayınları ve Kürtçe dersler geliştiriyor ve destek veriliyor. Bütün Avrupa’da siyasal örgütlenme gerçekleşiyor. Avrupa’da finansman imkanları var. Avrupa’da İran, Türkiye, Irak ve Suriye Kürtleri arasında bir etkileşim ve iletişim oldu. Avrupa PKK için çok önemli bir destek oluyor sadece destek değil hem gerilla hem uzaman olarak halk katılıyor. Lojistik destekte oluyordu.” dedi.  O dönemde Kürdistan’ın parçaları arasında geçiş yapanların çok olduğunu ve şiveler arasında yaklaşım olduğunu söyledi. . Politize ve eğitim görmüş Kürtler farklı bölgelerin şivelerini öğrendiğini  Soranca konuşanlar, Kurmancilerin anlayabileceği bir Soranca konuşmaya başladılar. Şiveler arası bir yaklaşımın olduğunu belirtti.

Kürdistan’da politik mücadele ve faili meçhuller
Bruinessen, PKK'nin 1990’larda Kürt mücadelesini, politik mücadeleye çevirdiğini söyledi. Bruinessen, "PKK'nin güçlü olduğu bölgelerde toplum kendisini idare etmeye başladı. Bu da faili meçhul cinayetlere yol açtı Hemen hemen bütün siyasi insanlar yok edildi. Binlerce insan devlet tarafından yok edildi. Kürt siyasal partiler kuruluyor o dönemde. İlk kez Kürtler parlamentoda temsil ediyorlar. Bu çok önemli bir tecrübe. Parlamentodan daha çok belediyeye yöneliyorlar ve Kürt iradeleri oluşmaya başlıyor. O dönemde yavaş yavaş kurumlar oluşmaya başlıyor" dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder