Dünyamıza
inecek ölüm
21.yüzyılı
ve insanoğlunun geleceğini tehdit eden önemli sorun, küresel ısınmadır. Küresel
ısınma ile gelen iklim değişikliği, tüm canlıların hayatlarını ciddi anlamda
olumsuz etkiliyor ve etkileyecek. Bilim adamları ve dünya liderleri bu sorunun
çözümü için hemen harekete geçmezse, milyonlarca insan ve diğer varlıklar
hayatını kaybedecek.
20. yüzyılda dünya iki büyük dünya harbine tanıklık
etti. Yapılan bu savaşlar sonucunda milyonlarca insan ve diğer varlıklar
hayatını kaybetti. Yeryüzü nükleer silahlarla büyük tahribatlar yaşadı. 21.
yüzyıl geçmiş yüzyıldan çok mu farklı olacak. Bilim adamlarının açıklamasına
göre çok farklı olmayacak hatta çok daha büyük felaketler getirebilecek. BM
İklim Değişikliği raporunda, bazı bölgelerde yaşam şartları çok zorlaşacağı,
çöllerin kapladığı alan genişleyeceği, su kaynakları azalacağını, beklenmedik
afetlerin sayısı artarken Asya, Avrupa, Afrika susuzluk, Amerika kıtası ise
hortumlarla uğraşacağı yazmakta. İnsanoğlunun doğaya hakim olma isteği
sonucunda küresel ısınmanın var olduğunu söyleyebiliriz. Doğaya egemen olma
isteği ve ormanları yok ederek mega kentler ve modern kentler kurmanın ve tüketim
çılgınlığın getirdiği bu ağır bedellerden kurtulmanın tek yolu küresel ısınmayı
ve etkisini anlamak ve bu çerçevede bir an önce harekete geçmek ve ülkelerden
somut adım beklemektir.
Rakamlarla
küresel ısınma
Küresel ısınmayı ve iklim değişikliği önlemek
ve buna bir çözüm bulmak amacıyla 1992’den beri bir çok toplantı ve raporlar
hazırlandı. BM rapora göre, buzulların erimesiyle birlikte, 2020 yılında su
sıkıntısı çeken kişi sayısı 1,2 milyarı bulacak. Ortalama hava sıcaklığı,
1990’daki seviyenin 1,5 derece üzerine çıkarsa, dünyadaki canlıların 1/3’ünün soyu
tükenecek.Kuzey Kutbu’ndaki buzullar, 2100 yılına kadar yüzde 22-33 arasında
azalacak. Buzullar, Antarktika’da tamamen ortadan kalkabilir. Özellikle bilim
insanlarının tahminlerine göre, 2005’te Grönland’dan eriyerek denize karışan su
miktarı 1996’daki düzeyinin tam iki katına çıktı. Grönlad buzullarının
bütünüyle erimesi halinde tüm okyanuslardaki su seviyesi 7 metre yükselebilir.
Grönland’dan yılda eriyen buzul miktarı İstanbul’un yıllık toplam su
tüketiminin tam 300 katı.
Rapora göre, eğer önlem alınmazsa önümüzdeki 25 yıl içinde su kaynakları azalan fakir ülkeler, açlık ve ölüm tehdidi altında kalacak. Bu nedenle 60’a aşkın ülkede çatışmalar çıkacak.Raporun en can alıcı noktası ise, küresel ısınmanın dünyanın çehresini değiştirmeye şimdiden başladığı tespiti. Leeds Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Chris Thomas tarafından Nature dergisinde yayınlanan bir yazıda da “küresel ısınma 2050’ye kadar bitki ve hayvan türlerinin ¼’ünü ya da 1 milyondan fazlasını yok edeceği yazılmakta.” Otomobiller ve fabrikaların gaz yayılımında en büyük etkenler olduğunu vurgulayan Thomas, yayılan gazların, 21. yüzyılın son yıllarına doğru ortalama sıcaklıkları tarihte görülmemiş düzeylere yükselteceğini belirtmekte. Ve eğer bir çözüm üretilmezse, türlerin kitlesel tükenişlerinin tarihte görülmemiş boyutlara ulaşabileceğine dikkat çekmekte.
Ayrıca
James
Hansen, meteorologları bir araya getiren Operation Sierra Storm toplantısında
yaptığı bir konuşmada, dünyanın sıcaklığının son 30 yılda 1°C arttığını
belirterek, bugünkü sıcaklığın son 400 bin yılın en üst seviyesi olduğuna vurgu
yaptı. Hansen, yeryüzünün bu yüzyılda 3°C daha ısınmasının felâket olacağını
söyledi. Bu gelişmelere karşı tedbir almak içinse en fazla 10 yıl kaldığını
duyurdu. Diğer yandan Dünya
Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, sıtma ve yetersiz beslenme gibi nedenlerden
milyonlarca kişi ölümle yüz yüze gelecek. Bütün bu veriler bize gösteriyor ki,
yeryüzünü cehenneme çevirmeye ramak kalmış. Eğer hemen harekete geçilmez ve
bugünkü eğilimler tersine çevrilmezse, Nazım Hikmet’in dediği gibi dünyamıza
inecek ölüm.
Rapora göre, eğer önlem alınmazsa önümüzdeki 25 yıl içinde su kaynakları azalan fakir ülkeler, açlık ve ölüm tehdidi altında kalacak. Bu nedenle 60’a aşkın ülkede çatışmalar çıkacak.Raporun en can alıcı noktası ise, küresel ısınmanın dünyanın çehresini değiştirmeye şimdiden başladığı tespiti. Leeds Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Chris Thomas tarafından Nature dergisinde yayınlanan bir yazıda da “küresel ısınma 2050’ye kadar bitki ve hayvan türlerinin ¼’ünü ya da 1 milyondan fazlasını yok edeceği yazılmakta.” Otomobiller ve fabrikaların gaz yayılımında en büyük etkenler olduğunu vurgulayan Thomas, yayılan gazların, 21. yüzyılın son yıllarına doğru ortalama sıcaklıkları tarihte görülmemiş düzeylere yükselteceğini belirtmekte. Ve eğer bir çözüm üretilmezse, türlerin kitlesel tükenişlerinin tarihte görülmemiş boyutlara ulaşabileceğine dikkat çekmekte.
İklim
Değişikliği
Küresel ısınmadan dolayı dünya ısısı her geçen gün
artmaktadır. Sıcaklığın artmasıyla buzulların erimesi sonucunda deniz
seviyelerinde de büyük bir yükselme görülüyor. Kıyı bölgelerde yağış miktarının
artacağı söylenmekte ve iç bölgelerde ise durum daha çok kötü olacak. Sıcak
havanın etkisi ile kuraklık baş gösterecek. Bu iklim değişimine ayak
uyduramayan birçok bitki ve hayvan türleri yok olacak. Doğanın besin zinciri
bozulacağı anlamına geliyor.
Küresel
ısınmanın Türkiye’ye etkileri
Diğer devletlerden çok farklı olacağını söyleyemeyiz.
Özellikle İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, küresel
ısınmasının, Türkiye üzerindeki etkilerine ilişkin bir senaryo hazırladı. Bu
senaryoya göre, küresel ısınma aynı şekilde devam ederse, 2070’te Türkiye
genelinde sıcaklıklar 6 derece kadar yükselecek. Ekosistem değişecek, canlı
türleri yok olma tehlikesi yaşayacak.
Türkiye’nin batısında sıcaklıklar 5 ile 6 derece, Orta
,Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 3 ile 4 derece yükselecek. Kış
ayalarında ise sıcaklıklar 2 ile 3 derece yükselecek
Senaryoya göre, 2070 yılında Karadeniz Bölgesi’nde
yağışlar yüzde 10 ila 20’lik artış gösterecek, güneyde ise yüzde 30’a kadar
azalacak.
Çözümler ve
Uluslararası önlemler
Doğaya pervasızca hükmetmektense, doğadaki enerjiyi
kullanmak, küresel ısınmanın çözümlerinden biridir. Küresel enerjinin yüzde
80’i fosil yakıtlardan elde ediliyor. Fosil yakıtların içinde bulundurduğu
karbon ve hidrojen elementleri küresel ısınmanın artmasına neden oluyor.
Doğalgaz, kömür ve petrol gibi fosil yakıtları kullanacağımıza güneş enerjisi,
rüzgar enerjisi, jeotermal enerji, hidroelektrik ve biyoenerji kullanılırsa küresel
ısınmanın önüne geçmiş oluruz. İşte bu nedenle yenilenebilir enerji kaynakları
çok önemlidir.
Uluslararası önlemlere baktığımız zaman ilk ciddi konferansın 5-12 Haziran 1992 tarihinde Rio Konferansı’dır. Bu konferans sonucunda Rio Deklarasyonu yayımlanmış; Birleşmiş Milletler ve Avrupa Topluluğu ülkelerinin de içinde bulunduğu 184 ülkenin taraf olduğu Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Bu sözleşmeye göre iki çalışma grubu oluşturulmuştur. Birinci çalışma grubunda ülkelerin CO2 ve öteki sera gazı emisyonlarıyla ilgili yükümlülükler; ikinci çalışma grubunda ise yasal ve kurumsal mekanizmalar ele alınmıştır.
Kaynakça;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder