Futbolda etik
Profesyon
futbol ile sokakta oynan futbol arasında farklı etik davranışlarını görmenin
temel nedeni milliyetçilik, para kazanma ve devlet olgularının olması
Şafii Çelik
Futbola Kant'ın ve diğer felsefecilerin etik kavramı ile,
Michel Foucault'un gözetip kulesi/ 'panopticon hapishanesi' ile Althuser'in
devletin ideolojik aygıtları ile baktığımızda alışılmışlığın dışında olur. Futbolun sadece topun arkasından koşanlar ve taraftardan
ibaret olmadığını, toplumu dönüştürebilen ve toplum tarafından dönüşen bir güç
olduğunu anlamak mümkün.
Futbolda etik kavramı nasıl çalışır? Spor felsefecileri iyi
nedir, kötü nedir, nasıl davranmalı, sporcu kendini yere atmalı mı atmamalı mı,
zaman geçirmeli mi geçirmemeli mi, stratejik faul yapmalı mı yapmamalı mı gibi
sorular sorar.Yağmur Nuhrat ise futbolcular bu hareketi veya aksiyonu yaptıktan sonra bunu
nasıl açıklıyor diye bakıyor. Hareketi ve aksiyonu haklı ve adil görüyorsa
bunun altını nasıl doldurduğuna bakıyor. Bütün bu hareket ve aksiyona baktığında
o bütün farklı yapmalıları, şöyle yapmalı böyle yapmalı gibi yapmalıları bir
araya getirip ve bu yapmalılardan oluşan müzakereler sonucu çoğulcu bir etik ve
hakkaniyete ulaştığımızı gördüğümüzü belirtiyor.
Nuhrat'a
göre futbolda her ne kadar yazılı kurallar varsa da yazılı
olmayan adetler de mevcut. Futbolcular ve taraftarlar yazılı olmayan adetlerin
uygulanmasını mubah görebiliyor.Yazılı kural der ki faul yapamazsın fakat
insanlar ile konuştuğunuz da mubah olan fauller var. Maçın durumuna ve kişiye
göre faul yapmak değişiyor. Burada mubah faul tanımı yapılabiliyor. 1996 ylında
Alpay'ın Hirvatistan'a karşı Avrupa Kupası'nda karşı takımın forvet oyuncusunu
düşürmemesi ve dolasıyla türkiyenin gol yemesi. Golü kalesinde gören
Türkiye'nin turnuvaya feda etmesi diğer yandan Alpay'ın fair play ödülü alması.
Etik ve hakkaniyetin sorgulandığı bir durum. Nuhrat'a göre Türkiye'de devlet ve
millet sözkonusu iken hele bu milli takım ise oradaki adet futbolun içinde olmayan adet ile ülkenin avantajını ve
skorunu düşünürek hareket etmesidir. Alpay faul yapabilir veya topu elle
tutabilir insanlara göre ve bunu yapmak hakkaniyete aykırı bir şey değil çünkü
ülkenin çıkarı sözkonusudur. Hakkaniyet ve fair play kavramının ne kadar ilişkisiz
gittiğini görübiliyoruz.
Taraftar devlet için tehlike arz ediyor mu?
Michel
Foucault'un 'panopticon hapishansi' veya gözetim kulesini futbola uyarlayabiliriz.Nuhrat'a göre taraftar asıl olarak
tehlikeli bir güç devlet için çünkü her hafta meşru olarak toplanıp
binlerce kişi bir yere gitme izni var.
Kim olduklarını da kimse bilmiyor. Tanınmayan bu grup bir tehlike arz ediyor.
Foucault'un panoptikon veya gözetim kulesi ile iktidar yüksek bir yerden
toplumu gözlüyor ve toplumda ona göre hareket ediyor. İktidar olmasada insanlar
iktidar varmış gibi artık hareket eder. Bunun sonucunda her insan kendi iktidarını
yaratır ve korku ile yaşar.Nuhrat, polisin gözetme ve denetleme unsurlarının
çok önemli olduğunu vurguluyor. İl ve ilçe spor güvenlik konseyleri, bekleme
odaları yani problemli olan taraftarlar için,
kamera kontrol odaları, klup temsilcisi
ve taraftar temsilcisinin polise yardım etmesi , aramalar, alkollü olduğuna
dair şüphelenen insanların standa alınmaması. numaralı koltuklar ve elektronik
biletler ve bu biletler üzerinde kişiye ait tüm bilgilerin içişleri ve maliye
bakanlığı ile paylaşılması insanları kontrol etmek için.
Devletin ideolojik aygıtı olarak futbol
Louis
Althusser'in devletin ideolojik aygıtları arasında futbolu görmek mümkün. Özellikle Nuhrat, cinsiyetçi
küfürleri ve bu küfürler üzerinden hegemonik erkek olgusuna ulaşmanın mümkün
olduğunu söylüyor. Halil İbrahim Dinç adlı hakemin eşcinsel olması ve TFF'nin
hakemlik yapmasını yasaklaması buna bir örnek.
Elini kaldırsan Foucault'a uyarlanabilir hale geldi de Althusser'li analiz ilginç olabilir Şafii gerçi cinsiyetçiliğe çıkan kapısı yüzünden mi derinleşsin istedim yoksa Althusser sevgimden mi bilemedim:)
YanıtlaSilEzgi