20 Ocak 2014 Pazartesi

Suriyeli çocukların yaşam mücadelesi

Suriyeli çocuklar trafiğin yoğun olduğu yerlerde gözümüze çarpmaya başladı.  Bu yerlerden biri de Bilgi Üniversitesi’nin Eyüp’teki yerleşkesidir. İki ay önce on iki yaşlarında selpak satan bir Suriyeli çocuk varken, bu sayı bugün yirmiyi aştı.  Kara ve soğuğa aldırmadan kırmızı ışıkta duran sürücülere selpak satıyorlar. Trafik ışıklarında çalışan çocuk, sonradan gelenlerin akrabaları olduğunu  ve kendisinin aracılığı ile burada çalıştığını söylüyor.  Onlara Kürtçe “Hûn ji ku derê ne?”(nerelisiniz) diye sorduğumda, Türkmen olduklarını söylediler. Fakat Arapça ve Kürtçe bilenler de var.

Günde 15-20 TL kazanıyorlar

Burada çalışmaya iki ay önce başladıklarını söyleyen çocuklar, daha önce herhangi bir yerde ve
şehirde çalışmadıklarını söylediler. Suriye’den İstanbul’a geldiklerini ve arkadaşlarının aracılığı ile trafik ışıklarında selpak sattıklarını belirttiler. Yaşları 10 ile 14 arasında olan çocuklar, yanlarında ufak kardeşlerini (4-5 yaşlarında) de getiriyorlar. Sabah erken saatlerde başlayıp akşam saat 18.00’e kadar çalıştıklarını söylüyorlar. İki kardeş, akşam eve götürdükleri paranın 15-20 tl arasında olduğunu belirttiler. Kendi aralarında kimin hangi ışıkta ve kavşakta duracağını belirliyorlar. Sabahın erken saatlerinde 2-3 aylık bebeği ile gelen bir anne ise öğleye kadar kalıyor. Çocukların belirttiğine göre kadın öğleden sonra Taksim’e gidiyor. Aslında trafiğin yoğunluğuna göre yer değişikliği yaptıklarını gözlemliyoruz.

Mecburiyetten çalışıyoruz
Anne ve babalarının çalışamadığını belirten çocuklar, ev kiralarının 500 ile 750 lira arasında olduğunu ve bunun için çalışmak zorunda olduklarını belirttiler. Eve ekmek götürmek istediklerini ve bunun için de kimsenin zorlamasıyla çalışmadıklarını belirttiler. Büyük ağabeyleri ve ablaları tekstil atölyesinde çalışıyor. Bu bölgede ilk çalışan çocuk ise, “Aileleri benden rica etti, ben de onlara yardımcı oluyorum” dedi. Hepsinin Suriye’den tanıdık ve akrabaları olduğu için yardımcı olduğunu belirten çocuk, “çalıştığım ışıkta ise şuanda kardeşim çalışıyor” dedi.

Bazen trafikte sürücülerin tepkilerine maruz kaldıklarını belirttiler. Biz çocuklarla söyleşi yaparken de sürücünün biri “Asıl anne ve babalarını haber yapmak gerekiyor, neden çocuklarını çalıştırıyorlar” diye tepki gösterdi. Olumsuz tepkiler geliyor fakat çocuklar sürücülerin kimi zaman kendilerine iyi davrandıklarını belirtti.
Belediyelerden ve mahalle sakinlerinden herhangi bir yardım almadıklarını söyleyen çocuklar, hastane ve eğitim alanında sıkıntı yaşadıklarını belirttiler.
Suriye’de eğitim gördüklerini ama buraya geldikten sonra eğitime ara verdiklerini söylediler. Aileden birinin hasta olması durumunda çıkan sorunlara değinen çocuklar, hastanelerde bizden Türk kimliği istiyorlar, bazen kimlik olmadan bizi muayene ediyorlar ama bu ciddi anlamda bir muayene olmuyor, diye dert yakınıyorlar. Her hastaneye gittiklerinde doktorların ilaç olarak sadece ağrı kesici gibi haplar verdiğini söylediler.



İstanbul’da 100 binin üzerinde Suriyeli sığınmacı var

Brookıngs Enstitüsü & Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK),Türkiye’de kamp dışında yaşayan mülteci sayısının 600.000, toplamın ise 800.000 gibi yüksek bir rakam olabileceği kanaatinde. Mazlum-Der’in raporuna göre ise İstanbul’da 100 bine yakın Suriyeli sığınmacı var.

İstanbul’daki sığınmacıların bazıları parklarda, bir kısmı ise sağlıksız binalarda kalıyor. AFAD ve bazı STK’lar kamp dışında çalışanlara maddi açıdan yardım ederken, devletten herhangi bir yardım alamıyorlar. USAK’ın raporuna göre, “Kent merkezinde yaşayan mültecilerle ilgili ana problemlerden bir tanesi, pasaportu olmayan ve ülkeye gayri resmi yollardan giriş yapmış olanların devlet tarafından verilen bir kimlik kartına da sahip olmadıkları için AFAD hizmetlerinden faydalanamamaları.”

Her ne kadar  18 Ocak 2013 tarihinde kayıtlı olsun ya da olmasın, sınıra yakın 11 ildeki tüm Suriyelilerin, Türk vatandaşlarına uygulanan kriterler üzerinden sağlık hizmetlerinden
yararlanabileceği söylenmesi ve genelgenin yayınlaması da sorunları çözmüş değil. Rapor özellikle sınır bölgesinde yaptıkları görüşmelerde, bu uygulamanın her ilde aynı şekilde yürümediğini ve  üçüncü basamak sağlık hizmetlerine erişim ise bilhassa sorunlu alanlardan olduğunu açıklıyor. “Acil yardım hizmeti herkes için mevcutken, Suriyeli mültecilere takip ve kontrol amaçlı üçüncü basamak hizmetler sağlanamıyor.” diyor.

Ev kiraların artması

Mazlum-Der ve USAK’ın raporuna göre sınıra yakın bölgelerde kiralarda bir artış olduğu ve ilerde konut sıkıntısının yaşanabileceğini vurguluyor. Rapordaki kira artışları ise dikkat çekiyor.  Örneğin, savaş ve göçten önce Kilis’te ortalama 200-300 TL olan kira fiyatları, şimdilerde 700-1000 TL’ye kadar çıkmış durumda. Kiralardaki artış, şehrin fakir bölgelerinde kiraların 700-800 TL’den 1400-1500 TL’ye fırladığı İstanbul örneğinde görece daha belirgin.

Şafii ÇELİK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder